Prof. Dr. Özcan Güngör, Asgari Ücret Hakkında İktidarı Uyardı: Gerçeklerle Yüzleşin!
BASIN AÇIKLAMASI
2024 yılı için Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından günlük fitre miktarı 130 TL olarak belirlenmiştir. Belirtilen tutar, bir kişinin yalnızca günlük temel gıda ihtiyacını karşılayacak şekilde hesaplanmıştır. Fakat, ülkemizde yıllık gıda enflasyonunun %43 seviyesinde olduğu gerçeğini dikkate aldığımızda, fitre miktarına eklenen 55,90 TL ile bu rakam güncel olarak asgari 185 TL’ye yükselmektedir. Bu basit hesaplama, dört kişilik bir ailenin yalnızca gıda masrafları için aylık en az 22.308 TL’ye ihtiyaç duyduğunu göstermektedir.
Ancak hayat sadece gıdadan ibaret değildir. Barınma, kira, elektrik, doğalgaz, su gibi zorunlu ihtiyaçlar; giyim ve kişisel hijyen harcamaları; ulaşım, eğitim, çocuk bakımı gibi giderler; hatta temel dijital iletişim araçları ve sosyal-kültürel etkinlikler (düğün, cenaze, ziyaretler) gibi harcamalar hesaplamalara dahil edildiğinde, bir ailenin temel ihtiyaçlarını karşılamak için gereken rakamlar çok daha yüksek seviyelere ulaşmakta.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre 2023 yılında 4/a’lı (SSK’lı) çalışanların %42,03’ü asgari ücretle çalışmaktadır. Bu oran, toplam 16,4 milyon sigortalı çalışanın 6,9 milyonunun asgari ücretle geçinmek zorunda olduğunu göstermektedir. Dahası, asgari ücretin %10 fazlasıyla çalışanları da dahil ettiğimizde bu oran %51,89’a yükselmekte ve yaklaşık 15 milyon kişi bu ekonomik şartlarda hayatını sürdürmeye çalışmaktadır.
Bu tablo, ülkemizde milyonlarca annenin, babanın, genç bireyin ve çalışan insanın yaşadığı derin ekonomik sıkıntıyı gözler önüne sermektedir. Çocuklarının temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan ebeveynlerin, gelecek umudunu kaybetmiş gençlerin ve geçim sıkıntısıyla mücadele eden çalışanların sesi olmak zorundayız.
Buradan hükümetimize ve ilgili yetkililere sesleniyoruz: Vatandaşların yaşamını kolaylaştırmak, ekonomik eşitsizlikleri gidermek ve halkın refah seviyesini yükseltmek artık bir tercih değil, zorunluluktur. Rakamlarla değil, halkın hayatında yaşanan gerçeklerle yüzleşilmeli ve buna göre somut adımlar atılmalıdır.
Eğer bu ülkede anneler boynu bükükse, babalar evine ekmek götürmekte zorlanıyorsa ve gençler geleceğe dair umutlarını yitirmişse, bu sorumluluk hepimizin omuzlarındadır. Halkın huzuru, ülkenin huzurudur. Yetkilileri bu sesi duymaya, bu çığlığa kulak vermeye ve halkın sorunlarına çözüm üretmeye davet ediyoruz.
Halkımızın refahı ve huzuru için gereken adımların atılmasını sabırsızlıkla bekliyoruz.