İsrail ile Hamas arasındaki çatışmaya Ankara’nın ‘reaksiyoner’ yaklaşımının sordurduğu soru: Türkiye İran’ın topuna mı giriyor?

Gazze’de yaptığı katliam nedeniyle tüm dünyada tepkiyle karşılanan, ABD’yi bile küresel anlamda zora sokan İsrail’in Şam’da İran Büyükelçiliği’ni vurmasının sonuçları Tahran’ın vereceği yanıt boyutuyla yoğun olarak tartışılıyor.

İsrail ile Hamas arasındaki çatışmaya Ankara’nın ‘reaksiyoner’ yaklaşımının sordurduğu soru: Türkiye İran’ın topuna mı giriyor?
REKLAM ALANI
Yayınlama: 14.04.2024
A+
A-

İran nasıl bir yanıt
verecek, ABD çatışmaya
müdahil olur mu, İsrail
Başbakanı Netanyahu ne
amaçlıyor? Küresel kamuoyu
son hafta bu soruların
yanıtlarını aradı. Türkiye
ise iktidarın yenildiği yerel
seçimlerin hemen ardından
İsrail’e birtakım ambargolar
koyma olanağının olduğunu
anımsadı.

Ülkemizi yakından
ilgilendiren Ortadoğu
gelişmelerini bölgesel ve
küresel aktörler açısından
ele almakta yarar var. Önce
ABD… Ukrayna’nın ardından
ABD, bir yandan da İsrail-Hamas çatışmasını kucağında
buldu.

İsrail’i İran’a asla feda
edemeyecek bir ABD,
Demokratların hiçbir zaman
çalışmak istemedikleri
Netanyahu’nun tuzaklarıyla
baş etmeye çalışıyor.
Netanyahu, Gazze’yi yutarak
tarihsel kahraman olmak
için savaşı büyütmeye, İran
üzerinden ABD’yi çatışmaya
çekmeye çalışıyor. ABD bunu
görüyor, savaşın bölgesel
hal almasını engellemeye
çalışıyor, İran ile vekiller
üzerinden görüşüyor.

İRAN SALDIRACAK MI?

Kimse, İran’ın İsrail’e bir
saldırıyla yanıt vereceği
konusunda şüphe duymuyor.
Bu saldırının boyutu
konusunda ise belirsizlik
var. İran’ın kendi kamuoyu
ve Ortadoğu’daki Şia’nın
Tahran’da başlayıp Yemen ve
Gazze’ye ilerleyen “direniş
aksı”nı “rahatlatması”
gerekiyor. Ancak bu
yanıt saldırısının
Netanyahu’nun
amacına hizmet
etmemesi de
gerekiyor.

Yoksa
direniş aksına, Lübnan
Hizbullahı’na, Irak’a yaptığı
yatırımlar heba olabilir. Bu
arada İsrail’in saldırısının bir
amacı da ABD’nin Irak ve
Suriye’deki varlığının kalıcı
olmasını sağlamak. İran’ın
yanıtının bu amaca da hizmet
etmemesi kendisi açısından
ideal olanı. Bu nedenle İran’ın,
“Zevahiri kurtaracak” şekilde
saldırması bekleniyor.

TÜRKİYE NE YAPIYOR?

Türkiye bu ortamda,
ideolojik ve reaksiyoner
(tepkisel) bir dış politika
yürütüyor. Türkiye, Ürdün
ve Endonezya gibi Gazze’ye
havadan yardım atmak
istedi, İsrail izin vermedi.
Yetmedi üzerine yerel
seçimlerde iktidarın yenilgisi
geldi. İslamcı ideolojiyi her
fırsatta öne çıkaran iktidar,
İsrail ile yapılan ticaret
konusunu seçimlerde halka
anlatamadı. Özellikle YRP’nin
propagandası ile AKP’nin
devleti teslim ettiği, Milli
Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in
çok sevdiği tarikat tabanı,
iktidar partisini bu yüzden
terk etti.

Türkiye’deki iktidar
ise artık diplomasiden
azıcık anlayanların bile
tahmin edebileceği bir
reaksiyonerliğe getirdiği
Türk dış politikasının
vardığı noktayı açıkladı:
İsrail’e bazı ürünlerde
ambargo… Hani ticaret
yoktu, yoktuysa bu
ambargoya gerek var
mıydı? Bu içerideki yalan ve
kandırmaca boyutu.

Bir de dış politikada
sonuçları var bu reaksiyoner
uygulamaların. Uzmanlar,
“Reaksiyoner dış politikayla
inisiyatif alamazsınız.
Dış politika hasmınızın
sizin belirlediğiniz yapı
içinde hareket etmesini
sağlamayı amaçlar ki işe
yarasın. Aksi takdirde
karşı tarafın politikasına
tepki veriyorsunuz.
Çok öngörülebilir bir
politika. Milli hedeflerden
uzaklaşılmasına neden olur”
değerlendirmesini yapıyor.

Baktığınız zaman İsrail’e
bu boyutta tepki gösteren
bir İran bir de Türkiye var.
İran’ın hedefinin ne olduğu
belli. Tüm Arap ülkeleri
İran’ın yanında görünmemek
için İsrail’le dengeyi
korumaya çalışıyor. Yoksa
Netanyahu’dan hazzettiği,
İsrail’den korktuğu için
değil. İran’ın Ortadoğu’daki
hedeflerinin de farkındalar…

Ama Türkiye, İslamcı
ideoloji ile nesnellikten
uzaklaşıyor, “İran’ın topuna
girdiği” izlenimi oluşturacak
şekilde savruluyor.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.