Sait Emre Güneş: Köpeklerde “Enerji Atmak” Masalı

Sait Emre Güneş: Köpeklerde “Enerji Atmak” Masalı

Sait Emre Güneş: Köpeklerde “Enerji Atmak” Masalı
Yayınlama: 13.11.2025
A+
A-

Hormonlar, Tansiyon ve Bilişsel Denge Üzerine Notlar
Köpeklerde “enerji atmak” olarak bilinen kavram, davranış bilimi açısından temelsiz bir şehir efsanesidir.
Köpekler doğaları gereği aceleci değil, farkında yaşayan canlılardır. Günün küçük bir kısmında yürür, geri kalan zamanlarını gözlem ve dinlenmeyle geçirirler. Kendilerine güvenli bir alan seçer, önce oturur, etrafı kolacan ederler.
Bulundukları alanı güvenli bulduklarında, yatarak çevreyi sessizce izlerler. Bu davranış, türün bilişsel güvenlik döngüsünün bir parçasıdır. Koşmak Enerji Değil, Tepkidir

Köpeklerde koşmak bir “enerji atma” eylemi değil, tepkisel bir refleks davranıştır.
Koşmak; korku, heyecan, öfke veya bir hedefe yetişme gibi dürtüsel durumlarda ortaya çıkar.
Bu, insanda da aynıdır: Biz de gerekmedikçe koşmayız.
İnsanın spor ya da oyun amaçlı koşması, fizyolojik olarak adrenal sistemin devreye girmesidir.
Ancak bu durumun sürekliliği, köpekte sürekli yüksek adrenalin üretimine, dolayısıyla hormonel dengesizliğe yol açar. Adrenalin ve Hormonel Etki Zinciri

Sürekli koşmaya alıştırılmış bir köpeğin bedeni, adrenaline bağımlı bir hâle gelir.
Adrenalin, vücutta “hazır ol” tepkisini sürekli tetikler:

Kalp ritmini yükseltir,

Kan basıncını artırır,

Kortizol hormonunun salınımını uyarır,

Parasempatik (rahatlama) sistemin etkisini bastırır.

Bu durumda köpek, sakinliğin getirdiği “denge hormonları” olan serotonin ve dopamin seviyelerini düşürür.
Uzun vadede bu, hiperaktif bir bünye, yüksek tansiyon alışkanlığı ve sürekli alarm hâli yaratır. Bilişsel Sonuçlar: Odak ve Farkındalık Kaybı

Yüksek adrenalin düzeyi, köpeğin dikkat sistemini daraltır.
Odak, tek bir uyarana yönelir; çevresel farkındalık azalır.
Tıpkı çocukların maç sırasında çevre seslerini duymaması veya idrar ihtiyacını fark etmemesi gibi, köpek de yoğun koşu sırasında çevresel uyarıları algılayamaz.
Koşu sona erdiğinde kalp ritmi düşer, farkındalık geri gelir ve bedensel ihtiyaçlar (örneğin tuvalet, susuzluk) bir anda belirginleşir. Bu, adrenalin sonrası bilişsel gecikme olarak tanımlanabilir — geçici bir “farkındalık körlüğü”.
Zamanla, bu hal alışkanlığa dönüşür.
Köpek ertesi gün de aynı yüksek uyarım düzeyini arar; sakinliğe tahammül edemez.
Bu durum, hiperaktif davranış döngüsünün temelidir. Oyun = Koşmak Değildir

Gerçek oyun, koşmaktan ibaret değildir.
Köpeğin zihnini çalıştıran, odaklanma ve problem çözme gerektiren “mental oyunlar”da da enerji dengesi sağlanır.
Oturarak oynanan etkileşimli oyunlar, köpeğin bilişsel tatmin yaşamasına neden olur.
Bu durumda köpek hem hormonel hem psikolojik olarak daha huzurlu olur. Sürekli hareket etmek, köpeği mutlu etmez; tam tersine tatminsizlik ve huzursuzluk üretir.
Köpeğin doğası görev, aidiyet ve anlam arayışıyla şekillenir.
Hiçbir görev bilinci olmadan, yalnızca oyunla geçen bir hayat, köpekte içsel boşluk ve yönsüzlük yaratır. Sonuç: Denge, Hızda Değil, Huzurdadır

Köpeğin mutluluğu, koşmakta değil; huzur içinde bekleyebilmekte yatar.
Enerjisini atmak değil, enerjisini yönetmek onun doğasına uygundur.
Köpekler acele etmez, anın içinde yaşar.
İnsanın onu sürekli hareket ettirme çabası, doğasına yapılmış sessiz bir saldırıdır.
Gerçek huzur, sakinlikte; gerçek bağ, güven duygusundadır. “Köpeklerin koşmaya değil, güvende hissetmeye ihtiyacı vardır.” Köpeklerde Gerçek Oyun: Koşmak Değil, Düşünmektir

Köpeğe her gün top atıp koşturmak, onun mutluluğunu değil, adrenalin bağımlılığını besler.
Gerçek mutluluk, sürekli hareket etmekte değil, zihinsel paylaşım ve farkındalıkta yatar.
Evde, oturarak bile oynanan; “Dans et”, “Yuvarlan”, “Hangisinde olduğunu bul” gibi düşündürücü ve eğlenceli oyunlar, köpeğin zeka gelişimini, öz güvenini ve duygusal doyumunu güçlendirir.
Enerji atmak geçicidir, ama mental tatmin kalıcı huzurdur.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.