Suna Kılıç: Kalbinin Sesini Susturamadı.“Sunağme Harmony”
Bazı insanlar hayatı ikiye ayırır; biri mecburiyetlerle, diğeri tutkularla yaşanır.
Suna Kılıç, bu iki yolu birleştiren ender kadınlardan biri.
Gaziantep’in sıcak sokaklarında büyüyen bu güçlü yürek, bir yandan insanların hayatına dokunurken, diğer yandan müzikle kendi kalbini iyileştiriyor.
1989’da dünyaya gelen Suna Kılıç, Selçuk Üniversitesi Tıbbi Laboratuvar mezunu.
Yıllardır Gaziantep Kadın Doğum Hastanesi’nde görev yapıyor.
Her doğumun, her ağlamanın, her nefesin içinde bir mucize görüyor.
Ama onun kalbinde başka bir ritim daha var: Müziğin ritmi.
Uzun nöbetlerin ardından evine döndüğünde, sessizliğe sığınır gibi mikrofonun başına geçiyor.
Orada artık “ebe” değil, “şarkıcı Suna” oluyor.
Kelimeleriyle değil, sesiyle anlatıyor içindekileri.

Hayatının dönüm noktası, eşi Barış Kılıç (Tasarımcızade) ile tanışmasıyla başlıyor.
Birlikte müziği yeniden tanımlıyorlar.
Barış Kılıç’ın dijital tasarım ve müzik prodüksiyonundaki yeteneği, Suna’nın sesiyle birleşince ortaya bambaşka bir dünya çıkıyor:
“Sunağme Harmony.”
O projede sadece müzik yok. Aşk var. Aile var. Emek var.
Kılıç çifti, teknolojiyi değil duyguyu öne çıkarıyor.
“Biz bu şarkıları yapay zekâyla değil, kalbimizin gücüyle yaptık,” diyor Suna.
“Zencefil” şarkısında çocuklarının kahkahası, “Hünkar”da eşine duyduğu sevgi var.
Her melodi bir anıya dönüşüyor, her söz bir nefes gibi dokunuyor dinleyene.
Suna Kılıç’ın sesi, sadece bir ses değil; yaşamın içinden süzülmüş saf bir duygu.
Suna Kılıç’ın şarkılarında ne yapay bir sahne ışığı var, ne gösterişli bir duruş.
O, kameraya bakarken süslenmiyor; sadece hissediyor.
Belki de bu yüzden her dinleyici onda kendinden bir parça buluyor.
Bir anne, bir eş, bir sağlık çalışanı ve bir sanatçı…
Tüm kimliklerini bir ezgide buluşturan bu kadın, aslında hepimizin hikâyesini anlatıyor:
Kendini unutmadan yaşamanın, iç sesini susturmamanın hikayesini.
Ve belki de bu yüzden, onun sesi sadece bir şarkı değil —
Bir kalbin içten içe “ben hâlâ hissediyorum” deyişi.